Fiyat Miktar

Fotoğrafçılar ve Tasarımcılar 3 Aşamada Renk Yönetimi İş Akışını Nasıl Birleştirir

BenQ
2018/06/30

Son makalede " Farklı Monitörlerde Tutarlı Renkler Nasıl Üretilir?", renk yönetimi kavramını kısaca tanıttık: farklı cihazlarda tutarlı renk görünümünü koruma modeli. Peki, bu kavramı gerçek dünyadaki iş akışına nasıl dahil edeceğiz?

Renk veya görüntü üretmek için iş akışının ne olduğuna bakarak başlayalım. Şekil 1, renk veya görüntü üretmek için tipik bir iş akışını göstermektedir. Görüntü oluşturma/edinme, görüntü işleme/geliştirme ve görüntü yeniden üretimi olarak adlandırılabilecek olan üç aşama vardır. Renk yönetiminin çalışması için, aynı iş akışına entegre edilmesi gerekir.

Şekil 1: Tipik renk yönetimi iş akışı.

Her aşamaya daha yakından bakalım. Bir görüntüyü yeniden üretmek için, öncelikle bir görüntümüz olmalı. Bu nedenle, ilk aşama, görüntüyü elektronik formatta üretmektir. Bunu gerçekleştirmenin iki yolu vardır, bir bilgisayar kullanarak görüntüyü veya çizimi oluşturmak ve ikinci yol ise bir dijital kamera kullanarak bir sahneyi çekmektir. Bir görüntümüz olduğunda, kesinlikle görüntüyü daha çekici hale getirmek ya da beğenimize göre değiştirmek isteriz. Bu geliştirme aşamasıdır. Görüntü geliştirildikten sonra, son aşama yeniden üretmektir. Yeniden üretmek sadece basılı kopya ile sınırlı değildir, aynı zamanda örneğin görüntüleri flash sürücüler ile aktarmak, e-postayla göndermek ve Instagram veya Facebook’’da çevrimiçi paylaşmak dahil elektronik olarak iletmeyi de içerir. Şekil 2, uygulamada renk yönetimi iş akışının bir örneğini vermektedir.

Şekil 2: Gerçek dünyada renk yönetimi iş akışı örneği.

Her aşamada listelenen cihazlar, bu aşamada kullanılabilecek cihazları temsil eder. Örneğin, sahneyi yakalamak için bir kameraya ihtiyacımız var, basılı bir görüntüyü dijitalleştirmek için bir tarayıcı kullanıyoruz ya da bir bilgisayarda bir çizim yapıyoruz. Her aşama ile ilişkili farklı cihazlar bulunuyor, ancak üç aşamada da ortak olan bir cihaz var. Ve zaten hangi cihazı konuştuğumuzu bildiğinizi sanıyorum. Evet, monitör. Bu neden üç aşamada da gereken tek cihazdır? Çünkü günümüzde sanat eserlerinin ya da görüntülerin neredeyse %99.5'i dijital formatta ve maalesef, örneğin bir SD kartı beynimize takmak gibi insanların dijital içeriği doğrudan görüntülemesine olanak tanıyan bir teknolojiye sahip değiliz. Dijital içerikten yararlanmak için hala bir ekran cihazına ihtiyacımız var ve şu ana kadar en çok kullanılan cihaz da monitör. Tabii ki, bir projektörün de kullanılabileceğini söyleyebiliriz, ama her zaman geniş, dekore edilmemiş bir duvar ve karanlık bir ortama sahip olma lüksümüz yok. Bu nedenle, monitörün renk yönetimi iş akışında kullanılan en önemli araç olarak düşünebiliriz.

Monitörün renk yönetimi iş akışında en önemli araç olmasının nedeni, insanların beğenip beğenmediklerine karar vermek için monitörde renkleri görüntülemeye ihtiyaçları olmasından kaynaklanıyor. Şekil 3 bu fikri göstermektedir. Monitör yeşilimsi bir cilt tonu görüntüsü gösteriyorsa, cilt tonunu daha doğal hale getirmek için yeşili azaltarak görüntüyü ayarlayacağız. Ancak, yeşilimsi tonun dosyadan mı yoksa monitörün kendisinden mi kaynaklandığını belirleyemedik. Dosyadan kaynaklanıyorsa, yeşil tonun azaltılması diğer monitörlerde doğal görünümlü bir cilt tonu görüntülenmesi ile sonuçlanacaktır. Ancak yeşilimsi renk tonu monitörden kaynaklanıyorsa, yeşil tonu azaltmak, çok az yeşil tonlu bir görüntüye yol açacak, bu da diğer monitörlerde hoş ve doğal görünmeyecektir. Bu nedenle, monitörün düzenli olarak kalibre edilmesi, aşırı veya yanlış ayarlanmış görüntülere sahip olma riskini azaltabilir.

Görüntü yaratıcıları renk yönetimini iş akışlarına nasıl katıyorlar? Her şeyden önce, görüntü yaratıcısını tanımlayalım. Fotografçılar, ressamlar ve tasarımcılar gibi görüntüyü “yaratan” herkes bu kategoriye girer. Şekil 4, tasarımcılar için tipik iş akışını göstermektedir. Tasarımcıların akıllarında genellikle bir fikir ya da “görüntü” olur ve eseri yazılım uygulamaları ile “çizmek” için çizim tableti bulunan bir bilgisayar kullanırlar. Monitör, çizimlerin “geri bildirimini” sağlar, böylece tasarımcılar görüntünün neye benzediğini ve doğru sanatsal amaca sahip olup olmadığını bilirler. Öyleyse, tasarımcıların doğru renkleri görmesi, eserin akıllarında olanı yansıtıp yansıtmadığına karar vermeleri için son derece önemlidir. Bu nedenle, kullandıkları monitör, tüm çalışmaların aynı koşullar altında oluşturulduğu ve görüntülendiğinden emin olmak ve daha önce bahsedilen örnekteki yeşilimsi ten tonunu önlemek için birleşik bir parametre setine göre kalibre edilmelidir.

Şekil 3: İnsanlar beğenip beğenmediklerine karar vermek için renkleri görmek zorundadır.

Şekil 4: Tasarımcının tipik renk yönetimi iş akışı.

Monitör kalibre edildikten sonra, o monitör için bir ICC profili üretilecektir. Bu ICC profili görüntü ile birlikte gönderilmelidir, böylece renk yönetimi iş akışındaki diğerleri orijinal görüntünün oluşturulduğu ortamı çoğaltabilir. Başka bir deyişle, diğerleri orijinal tasarımcının gördüğü ile aynı renkleri görebilir ve orijinal sanatsal amacın korunabileceğinden emin olabilir. ICC profilinin kullanılmasının bunu nasıl başardığına ilişkin ayrıntılar, sonraki makalelerde ayrıntılı olarak açıklanacaktır.

Fotoğrafçılara gelince, iş akışı Şekil 5'te görebileceğiniz gibi biraz daha karmaşıktır. Bir fotoğrafçı, gerçek sahnenin görünümünü “korumak” istediğinde, sahneye bir renk daması koyması ve doğru pozlandırma ve poz süresini belirlemek için bir poz ölçer kullanması gerekir. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, kullanılan belirli kamera ile ilişkili bir ICC profili vardır ve ICC profili de iş akışı boyunca korunmalıdır. ICC profili ya üreticinin web sitesinden indirilebilir ya da bir renk daması ve bir izleme kabini kullanılarak oluşturulabilir.

Şekil 5: Fotoğrafçının tipik renk yönetimi iş akışı.

Bir fotokopi görüntüyü dijital hale getirmek için bir tarayıcı kullanılırsa, tek ihtiyacınız olan ICC profili hazır olan iyi bir tarayıcıdır. Dijital kamera ile benzer bir şekilde, tarayıcı için de ICC profili üreticinin web sitesinden indirilebilir veya bir spektrofotometre ile bir renk daması kullanılarak oluşturulabilir. Spektrofotometre, alt tabaka üzerindeki renkleri spektral olarak ölçen ve kesin ölçüm sağlayan bir cihazdır. Bu metotların her ikisi de doğru görüntülerin görülebilmesi için monitörlere bir renk dönüşümü gerektirir. Renk dönüşümü yazılım uygulamasında veya işletim sisteminde yapılır. Bununla birlikte, kullanıcının doğru rengi algılamasına olanak tanımak için monitör mutlaka kalibre edilmelidir.

Renk yönetimi için tipik iş akışının ve üç ana aşamasının ne olduğunu öğrendik. Renk yönetimini tasarımcıların ve fotoğrafçıların iş akışlarına nasıl dahil edeceğimize de baktık. Bir sonraki makalede, görüntüleri geliştirmek ve yeniden üretmek için renk yönetimi iş akışını daha ayrıntılı olarak tartışacağız.

Bu makale size yardımcı oldu mu?

Evet Hayır

Haber bültenimize abone olun

Ürün lansmanlarımız, yaklaşan haberlerimiz ve özel avantajlarımız için bizi takip etmeye devam edin.

Abone olun
TOP